Duvarı
izlemek gibi bir alışkanlığım var, tercihim ise tavan, hem izlemesi en kolay duvar hem de izlerken dikkatin dağılmıyor. Tavan izlemekten daha fazla heyecan
duyduğum çok az şey var, seçim akşamı tv izlemek yada dünya kupası maçları
gibi. Tavan izlerken aklıma gelen milyon tane fikir ve fikir denemeyecek
düşünceyi yazabilsem kendimden nasıl tiksinirdim diye düşünüyordum tavanı
izlerken. Saçmalama bu nasıl düşünce dedim, bunu derken elimi hafifçe
sallamışım istemsiz olarak, elimi görünce aklıma “Tanrının eli” geldi. Tanrının
eli var mıdır tartışmaları falan hızlıca geçti aklımın önünden, sonra elbette
konu Maradonaya geldi. Tanrının eli var mıdır bilmiyorum ama Maradonanın kesin
vardı eli. Kıvırmak için tanrının eli falan demişti ama buz gibi elle gol
atmıştı. Bunları düşünürken Maradona nasıl bir çocuktu acaba diye düşündüm,
aklımdaki imajına biraz üstten bastırdım, zaten kısa olduğundan pek zor olmadı, üzerine
mavi önlük geçirdim, Arjantinde önlük var mıydı varsa ne renkti hiçbir fikrim
olmadığından kendi küçük dünyamı giydirdim koca Maradonaya. Çirkin bişey oldu,
yüzünü gençleştirdim, sırtına yırtık bir çanta yerleştirdim, üst dudağı ile
burnu arası hafif bir leke, Ara Güler fotoğrafı öznesi olmak için her şey tamam
artık. Zihnimdeki çocuk Maradona gerçek bir çocuk gibi gözüküyordu. Çok
fakirdi, gerçekten çok fakir miydi bilmiyorum ama öyle olmalıydı. Ben çocukken
biz de çok fakirdik ama Maradona kadar değil. Mesela benim kokulu silgim vardı,
acaba Maradonanın da var mıydı? Benim futbol ayakkabım yoktu ama muhtemelen
Maradona’nın da yoktu. Çok fakir olduğu için Maradona Maradona olabildi sanırım
ve ben yeterince fakir olmadığım için bişey olamadım.
Çok
da serbest olmayan çağrışımla Pele’ye geçti aklım, düzenin adamı olmuştu
yaşlanınca ama muhtemelen çok fakirdi küçükken. Sevmezdim düzenin adamı olduğu
için yada ben öyle sandığım için ama kokulu silgisi olmayan bir Brezilyalı çocuk
olduğuna neredeyse eminim. Ve muhtemelen önlüğü siyahtı.
Mağripli
Zidane o kadar fakir olmayabilirdi ama ben çok fakir olduğunu düşünmek istedim.
Kokulu silgi kanserojen olduğu için çok bilmiş Fransızlar yasaklamışlardır
muhtemelen ve Zidane’nın da hiç kokulu silgisi olmamıştır bence.
Kokulu
silgi orta sınıfın işaretiydi sanırım, o yüzden kokulu silgisi olanlardan fark
yaratan birileri çıkmadı hiç. Kurtulmak için çok çabalamak zorunda olacak kadar
fakir yada hiç çabalamayıp keyf aldığı şeyleri yapacak kadar zengin olmayan
çocukların kokulu silgileri vardı hep, şimdi de tavanları var…